İSTEK Kemal Atatürk Okulları

IB PYP- International Baccalaureate Primary Years Programme

Çocuğun sonraki yıllardaki gelişiminin temelleri, çocukluğun ilk yıllarından itibaren atılır. Anaokulu küçük çocukların temel eğitime hazırlandıkları aşama olmasının yanı sıra yaşıtları ile karşılaştıkları, sosyalleştikleri, güven ve bağlılıklarını geliştirdikleri, öğrenmenin eğlenceli yönlerini deneyimledikleri bir yerdir. Anaokulumuzda ve ilkokulumuzda MEB müfredatıyla bütünleştirilmiş Uluslararası Bakalorya İlk Yıllar Programı (IB PYP) uygulanır.

Öğrenciler, kendileri için hazırlanmış özenli ve güvenli bir fiziksel ortamda yaparak, yaşayarak, keşfederek ve sorgulayarak öğrenme fırsatına erişirler. Öğrenme ortamları çocukların zihinsel, bedensel, sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek için çok yönlü bir biçimde hazırlanır. Öğrenme işbirliği, yaratıcılık, merak, empati, şevk, saygı, hoşgörü gibi tutumları deneyimleyecekleri ve geliştirecekleri süreçler üzerine planlanır. Her öğrencinin bireysel hazır bulunuşluğu ve gelişim düzeyi temel alınarak gelişimleri desteklenir.

Öğrenciler, öğrenen topluluğunun değerli bir parçası kabul edilir ve bireysel, küçük ya da büyük grup çalışmaları yoluyla sorgulama sürecine dahil edilmeleri sağlanır.

İSTEK Bilge Kağan Anaokulunda eğitim, sadece sınıfın içinde yaşanan bir süreç olarak görülmez, çocukların öğrendikleri ile gerçek yaşam arasında bağlantılar kurması, daha iyi bir dünya yaratmanın yolları üzerinde düşünmeleri ve tüm Dünya için daha iyi neler yapabileceklerine ilişkin kararlar alarak bu kararlarını eyleme dönüştürmelerini amaçlayan bir sistem üzerine kurulmuştur.

 

İkinci Adım – Second Step

Sosyal Ve Duygusal Becerileri Destekleme Programı

   “Eğitim sosyal bir süreçtir; eğitim gelişimdir, eğitim hayata hazırlamak değil hayatın kendisidir.” John Dewey

Değişim yaşamın kaçınılmaz olgusudur. Eğitim ise değişimden en çok etkilenen alanlardan biridir. Yapılan araştırmalar; son dönemde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte çocukların sosyal deneyimsel süreçlerden uzaklaşıp daha fazla bireyselliğe yöneldiklerini ortaya koymaktadır. Ancak insan sosyal bir varlıktır, mutlu olabilmesi için, birlikte yaşayabilme becerisine sahip olması gereklidir. Kişilik gelişiminin önemli bir kısmının tamamlandığı, sosyal ve duygusal becerilerin geliştiği en önemli dönem ise anaokulu ve ilkokul yıllarıdır.

Anaokulu ve ilkokul yıllarındaki sosyal ve duygusal öğrenim sürecinde; çocuklar duygularını tanımayı ve yönetmeyi, içinde yaşadığı çevre ve toplumu önemsemeye başlayarak sorumlu davranmayı, pozitif, sağlıklı sosyal ilişkiler kurmayı, kendisi ve çevresine zarar veren davranışlardan kaçınmayı öğrenirler.

Sosyal ve duygusal gelişim süreçleri; kişisel farkındalık, öz yönetim, sosyal farkındalık, sosyal ilişki becerileri ve sorumlu karar alma gibi alt başlıklardan oluşmaktadır. Erken çocukluk döneminde; bir çocuğun kendi duygusal farkındalığı gelişmeden sosyal ilişkiler içinde empati kurma becerisini kazanması mümkün değildir. Kişisel farkındalık çocuğun duygu, düşünce ve değerlerinin farkında olması ve bunların davranışlarını nasıl etkilediğini anlamasını sağlar. Öz yönetim ise çocuğun sağlıklı bir şekilde duygu ve düşünceleriyle başa çıkabilmesi, duygularıyla bağlantılı olarak davranışlarını yönetebilmesi demektir, stres altında kendini rahatlatabilmesi, ani dürtü ve isteklerini kontrol edebilmesi, kendi isteği doğrultusunda koyduğu kişisel ve akademik amaçlar için kendini motive edebilmesini kapsamaktadır.

Sosyal ve duygusal gelişimi desteklenen çocuklar;

  • Duygularını ifade edebilir, güçlü duygularını kendilerine ve başkalarına zarar vermeksizin yönetebilir,
  • Kendini sakinleştirme süreçlerini kullanabilir,
  • Dürtülerini kontrol edebilir ve problemlerini çözebilir,
  • Riskli davranışlardan uzak durur, stres yönetimi yapabilirler.

Uluslararası platformda birçok eğitimci ve araştırmacı, çocukların sosyal ve duygusal öğreniminin okullarda verilen eğitime entegre edilmesinin çocukların kritik temel yaşam becerilerini kazanmasında çok önemli olduğunu savunmaktadır. Sosyal ve duygusal öğrenmeyi okul ortamına dahil etmenin öğrencileri hayata hazırlamak gibi uzun süreli etkileri olacağı gibi okul ortamında yaratacağı olumlu etkilerden de bahsetmek son derece önemlidir.

Bu önemin farkındalığı ışığında anaokulumuzda öğrencilerimizin sosyal duygusal gelişimlerini destekleyecek “İKİNCİ ADIM-SECOND STEP” programı uygulanmaktadır.

Dünyanın pek çok ülkesinde milyonlarca çocuğa ulaşan İkinci Adım Projesi, orjinal adı ile “Second Step”, Committee for Children tarafından geliştirilmiş bir programdır.

İkinci Adım Programı (Second Step) çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemeyi hedefleyen yapılandırılmış, önleyici bir programdır. Okul öncesi (3-4 yaş), ana sınıfı (5-6 yaş), 1., 2., 3. ve 4. sınıf düzeylerine uygun hazırlanmış programları vardır. Her sınıf düzeyinde empati, dürtü kontrolü, öfke yönetimi ve problem çözme alanlarına ait farklı alt becerileri geliştirir. Farklı sınıf düzeylerine özel programlar o yaş grubuna spesifik becerileri basitten karmaşığa sıralı bir biçimde öğretirken, sosyal-duygusal gelişim alanında zorlanan çocukları değil, tüm çocukların gelişimini sağlamayı amaçlar.

Birçok araştırmaya konu olan ve ödüle layık görülen program;

  • Okul iklimini olumluya çevirmekte,
  • Öğrenciler arasında kabul ve hoşgörünün artıp, çatışmaların azalmasını ve
  • Akademik başarının artmasını sağlamaktadır.

Farkındalığı yüksek, kendini kontrol edebilen ve sağlıklı iletişim kurabilen çocuklar yetiştirebilmek ve sosyal duygusal öğrenimi etkili biçimde geliştirmek için atılan ilk adım ailedeki eğitim, ikinci adım ise okuldaki eğitimdir.

 

İlkokula Hazırlık Çalışmaları

Öğrenciye Yönelik Çalışmalar:

 Amacımız, öğrencilerimizin her gelişim alanında (bilişsel, sosyal-duygusal, dil, motor, öz bakım) yaş özelliğine uygun olarak kazanması gereken becerileri kazandırmaktır. Anaokulumuzda okuma ve yazma öğretmek yerine öğrencilerimizin ilkokulda okuma ve yazmayı hızlı öğrenebilmesi için gereken ön beceriler üzerinde çalışılır. Çocukların öncelikle, okuma-yazmanın gerekliliği ve gerçek yaşam ile ilişkisini anlamaları sağlanır. Bu yaklaşım çocukların, okuma-yazmaya ve okula karşı olumlu bir algı geliştirmelerini destekler. Okuma-yazmaya hazırlık çalışmaları sadece masa başında yapılan kitap/kavram/çizgi çalışmaları olarak değerlendirilmemektedir. Çalışmalar, Sorgulama programı doğrultusunda birçok farklı etkinlik türü ile (sanat, drama, müzik, oyun vb.) geniş bir kapsamda gerçekleştirilmektedir.

İlkokula hazırlık sürecinde gerçekleştirilen çalışmalardan bazıları aşağıda belirtilmiştir.

Görsel Algı Çalışmaları

İşitsel Algı Çalışmaları (Fonolojik duyarlılık)

Dikkat ve Hafıza Çalışmaları

Temel kavram çalışmaları

Problem çözme ve tahmin çalışmaları

Kalem kullanma ve el becerisi çalışmaları

Öz bakım becerilerini geliştirme çalışmaları

Güven ve bağımsız davranış geliştirme çalışmaları

Sosyal-duygusal olgunluk geliştirme çalışmaları

Okuma-yazma farkındalığı ve motivasyon geliştirme çalışmaları Duyu eğitimi çalışmaları

Nefes ve ritim çalışmaları vb.

Velilere Yönelik  Çalışmalar:

İlkokula hazırlık çalışmalarının diğer bir yönü ise anne-babalarla ilgilidir. Bir sonraki yıl çocuğu ilkokula başlayacak olan anne-babaların da ilkokul sürecine hazır olması önemlidir. Bu konuda anne-babalara yönelik rehberlik bültenleri gönderilmekte, ilkokula hazırlık seminerleri ve ilkokulu bilgilendirme toplantıları düzenlenmektedir. Ayrıca; ilkokula hazır olma konusunda anne-babalar çocuklarının gelişimiyle ilgili sınıf öğretmeni ve rehberlik birimi tarafından bilgilendirilmekte ve desteğe ihtiyaç duyan öğrencilere bireysel destek çalışmaları anne-babalarla işbirliği yapılarak gerçekleştirilmektedir.

 

Ölçme Değerlendirme

Ölçme ve değerlendirme öğretimin ve öğrenmenin vazgeçilmez bir parçasıdır; ayrıca İlk Yıllar Programının beş temel öğrenme unsuru aracılığıyla öğrencilerin dikkatli ve etkili bir şekilde yönlendirilmesi hedefinin merkezinde yer alır. Öğrencinin öğrenme sürecinin farklı aşamalarında ne bildiklerini, ne merak ettiklerini ve ne öğrendiklerini içeren süreç ve sonuca yönelik değerlendirmeleri gerçekleştirmek amaçlanır. Bu değerlendirmeler gerçekleşirken bir dizi farklı strateji, yöntem ve teknik kullanılır. Yapılan değerlendirme sonuçları, programın geliştirilmesi amacıyla kullanılabileceği gibi eğitimin etkisini belirlemek amacıyla da kullanılır. Her iki durumda da hedefimiz çocukların gelişimini ve eğitimini desteklemektir.

  • Gözlem kayıtları
  • Anektod kayıtları
  • Gelişim Kontrol listeleri ve Standart Testler
  • Her dönemde bir kez olmak üzere Portfolyo Sunumları
  • Her dönemde bir kez öğrencinin tüm gelişim alanlarına yönelik olarak verilen Gelişim Raporları
  • Her dönemde öğrencinin aldığı branş derslerinde yapılan gözlemlere dayanarak hazırlanan rubrikler (İngilizce, Beden Eğitimi/Yüzme, Müzik, Resim, Dans vb. )

gibi yöntemler yoluyla yapılan ölçme değerlendirme çalışmalarından elde edilen bilgiler, öğrenci, öğretmen ve velilere bilgi vermek amacıyla düzenlenen, veli bilgilendirme toplantıları, bireysel veli – öğretmen görüşmeleri, öğrencilerin yönettiği portfolyo toplantılarıyla ailelerle paylaşılır.

 

Aile Katılımı

Aile katılımı, ailelerin kendilerine, çocuklarına ve sorgulama programına yarar sağlayacak doğrultuda becerilerini ortaya koyma sürecidir. Diğer bir tanımlamayla ise aile katılımı; anne babaların öğrenme sürecine katkıda bulunmalarını sağlayan, sürece doğrudan dahil oldukları etkinliklerdir.

Öğrencilerimizin aileleriyle ortak yaşantı geliştirmenin interaktif bir okul-aile işbirliğiyle sağlanacağına inanıyoruz. Çocuklarımızın gelişimine çok yönlü katkıda bulunabilmek, ailelerin okulumuzu & okul ortamımızdaki eğitim etkinliklerimizi yakından tanıyabilmeleri ve çocukların deneyimlerini paylaşabilmelerini sağlayan meslek-hobi-beceri tanıtımları, masal okuma, mutfak etkinliği yapma vb. pek çok etkinlik yıl boyunca devam eder.

 

Kaynakça:  http://www.sdoakademi.com/neden-okullarda-sosyal-duygusal-ogrenmeye-yer-acilmali